18 Ağustos 2009 Salı

PETROL

Binlerce yıl petrole hiçbir değer verilmemişti ancak şimdi ‘Kan kadar değerli’ hale geldi.
M.Ö. 220 yılında Çin İmparatoru tuz bulmak için Çin’in her tarafına kuyular kazdırdı. Bu kuyuları kazan kişiler özel yöntemler kullanarak kazı yapıyorlardı. Kuyulardan tuz yerine petrol çıktı. Önceleri ne işe yaradığı anlaşılmayan petrolden faydalanmak için ilkel şekilde lambalar yaptılar. Fakat az zaman sonra Çin’in kuyuları kurudu ve petrol unutuldu.
Bin yıl önce Bakü Vilayetini kontrol eden Han, tarlalarını harap eden, vilayetin her tarafından fışkıran ve ekimi olanaksız hale getiren petrolle bazı denemeler yaptırmaya başladı. Çok ilkel bir petrol lambası yaptırdı. Bir çeşit arıtma yöntemi de ilk kez o tarihte bulunmuştur. Bu buluşu yapan mucit petrolün önemli bir para değerinin olduğunu anladı. Bütün imparatorluk içinde petrol arama ve satma izni aldı ve bu ilk petrol kralı oldu. Onun sayesinde doğunun hemen her yerinde petrol kullanılmaya başladı. Bu Rusların Bakü Hanlığının saraylarını yıkıp, bütün o bölgeyi yok ettikleri tarihe kadar sürdü. Bundan sonra petrol bir kez daha unutuldu.
Daha sonraları misyonerler tarafından ilaç olarak kullanılan petrol “Senece Oil” ismini alarak yedi derde deva diye satıldı. Bunu satan Mösyö Kier, bu Amerikan ilacından zengin oldu.
Petrolün asıl değeri, kömürle hareket eden otomobil ve gemilerin bu yakıtla çalışacak şekle dönüştürülmesiyle ortaya çıktı. Bu değeri ilk keşfeden Amerika’da kuyulardan gökyüzüne petrol fışkırtıyor, meşhur ‘Altına Hücum’ gibi petrole hücum ediliyordu. Amerika yeni kurulmasına rağmen daha o günden uluslar arası güç haline gelmesini petrole borçludur. Ancak bir süre sonra Amerika petrol kuyularının kurumaya başlayınca yönünü ilk önce Güney Amerika’ya orayı da kuruttuktan sonra Asya’ya çevirdi. Elbette Asya’ya ulaşmak için önlerinde büyük bir engel vardı, Osmanlı.
Osmanlı; ekonomi de, siyasette ve sanayi de olduğu gibi petrol üretiminde de hiçbir varlık göstermemiştir.
Almanlar yaptıkları iş birliği ile Hicaz Demiryolu’nu petrole yakın yerlerde inşa ediyor Osmanlı ise Hac ibadetine gitmeleri için daha az zaman harcayacaklarından dolayı seviniyorlardı.
Irak’taki muazzam petrol kaynaklarını bulmuş olan Alman mühendislere her türlü yardımda bulunan Orta Avrupa Ekonomik Federasyonu’nun gizli ve sinsi bir amacı vardı. Bağdat Demiryolu’nu inşa eden Alman şirketi, petrol alanlarıyla demiryoluna bağlantı kurmak için canla başla çalışıyorlardı.
Osmanlı’nın çöküşünden sonra bölgeye vahşi köpek sürüsü gibi saldıran batılı devletler buradaki egemenliklerinin uzunca süre devam edeceğini biliyorlardı. Petrol oluk oluk akıyor, buna karşın kazalar sonucu hemen her gün 10- 20 ölüm haberi geliyordu.
Bir İngiliz Entelijans ajanı iken, İngiliz Deterding şirketinde çalışmaya başlayan Klemanso, “Bir damla kan bizim için bir damla petrol değerindedir” diye haykırıyordu.
Sinema filmlerinde bile zor rastlanır bir entrika çemberi içinde rakamı bilinmeyen, sayılamayacak kadar çok insan hayatına mal olan bir faciadaki rollerini oynamakla meşguldüler. Bu facianın sonucu yavaş yavaş gün yüzüne yeni haritalar ve yeni planlarla çıkmaktadır. Geçmişte yaşanan faciada kan ve petrol birbirine o derece karışmıştır ki ayırt etmek olanağı yoktur.
Petrolün nerede olduğu bilinmekte ancak arazi henüz ellerine geçmiş değildi. Zira onlara göre düşmanlar ezilmiş, müttefik kuvvetler her tarafa üstün gelmiş olmakla birlikte Türkler henüz teslim olmak niyetinde değildi. Gerçi Türklerle, Almanların ellerinden petrollü arazinin büyük bir kısmı alınmış ve petrol uğrunda çöllerde sayısız insan ölmüştü.
Ufak rütbeli bir subay olan Mustafa Kemal, Gazi Kemal Paşa oldu. Gazi’nin ne petrolcülerden, ne İngiliz ordularından, ne de Ruslardan korkusu vardı.
1’inci Dünya Savaşı başlamış ve bitmişti. Savaş sırasında İngiltere, İran’ın kuzeyindeki petrollü araziyi kontrol edecek hale geldi. İngiltere’nin başka hedefleri de vardı. Türkleri Musul ve Kerkük’ten uzaklaştırmak hatta geldikleri Orta Asya’ya def etmek.
Bu kanlı savaşın sonunda Türklerin elinde Anadolu ve Balkanlarda doğu Trakya kaldı.
1’inci Dünya Savaşı’nı yorumlayan tarihçiler ve uluslar arası ilişkiler uzmanları savaşın gerçek sebebinin ‘Petrol’ olduğu konusunda müttefiktirler. Savaşın sonuçlarına baktığımızda galip devletlerin Ortadoğu’da bir petrol paylaşımı içinde olduğunu görmekteyiz. Yani ilk dünya savaşı petrol paylaşımı için başladı ve petrole dayalı yollardan el konularak bitti.
Kimdi bu petrol savaşının tarafları? Bir yanda ve en başta İngiltere, ABD, Fransa diğer yanda bu mücadelenin içinde olan Sovyet Rusya, Almanya, Japonya, Çin, İtalya gibi devletlerdi. Fakat savaş alanı bu devletler içinde ya da sınırlarında değildi. İşte bu oyun yıllarca sürmüş zaman, aktörler, şartlar değişmiş ancak sebep ve coğrafya değişmemişti.

Hiç yorum yok: