Bu linke bir bakin,
bugünkü Milliyet’ten, cüreti görün, bakalım daha ne kadar sessiz kalınacak..
http://www.milliyet.com.tr/2006/06/14/son/sonsiy01.asp
Ve CIAsal İslam(!)
Bilmeden bilmece
çözülmüyor. Bilince bulmaca kolay çözülüyor. Bilmek ise sabır ve araştırma
istiyor.
Türkiye'de AKP'nin nasıl
iktidara geldiğini, Fethullah Gülen cemaatinin ABD'de nasıl kolayca
örgütlendiğini, Türkiye'de büyük finansal güce nasıl ulaştığını ya da medyada
profilinin birden bire devlet düşmanlığından halk "kahramanlığına"
nasıl yükseldiğinin perde arkasını anlamak için de bilgi gerekiyor. Bilgiye
ulaşıldığında da düğüm kolayca çözülüyor.
Birileri Fethullah
Gülen'i, dinlerin buluştuğu kent İstanbul, ılımlı İslam, dinler arası diyalog
söylemini kullanarak, bir yanına Fener Rum ve Ermeni Patriğini, diğer yanına da
Hahambaşını alarak oturtacağı "dinler arası" halifelik makamına
hazırlıyor.
CIA'nin İslamiyet Raporu
da AKP ve Gülen'in kodlarını çözmeye yarayan bilgileri içeriyor. Fethullah
Gülen ve ılımlı İslam söylemini "birilerinden" değil
"kuklacıdan" dinleyin.
İşte
"kuklacının" o raporu;
CIA'nin 88 sayfalık
raporunun girişinde şu cümleler dikkat çekiyor: "İslam Dünyası kendi
değerlerini ve doğasını tanımlamanın kavgasını yaşıyor. Peki, ABD'nin bu
kavgadaki öncelikleri neler? Önce İslamiyet'ten kaynaklanan şiddetin önlenmesi,
sonra ABD'nin İslamiyet'e karşı olduğu imajından kaçınılması ve daha sonra da
İslam dünyasının demokratikleştirilmesine yönelik atılacak radikal adımların
planlanması... İslam dünyası şu an gelişme yoksunluğu ve globalleşme ile
uyumsuzluk sorunlarıyla boğuşuyor ve bugüne kadar İslam dünyasında çare için
bulunan milliyetçilik, Pan-Arabizm, İslam devrimi vb. kavramların da bu çözümde
yetersiz kaldıkları görülüyor." Bu tanımlamadan sonra raporda İslam
dünyası 4 başlıkta şöyle kategorize ediliyor: "
1) Köktendinciler:
Demokratik değerleri reddederler ve İslami değerlerle yönetilen otoriter bir devlet
biçiminden yanadırlar.
2) Tutucular: tutucu bir
toplum isterler ve modernleşme ve değişim konularına kuşkulu yaklaşırlar.
3) Ilımlılar: İslam
dünyasının, globalleşmenin bir parçası olmasından yanadırlar ve İslamda reform
ve modernleşme isterler.
4) Laikler: Din ve devlet
işlerinin ayrılmasından yanadırlar. Batı türü demokrasiden yanadırlar ve dini
kişi düzeyine indirgemeye çalışırlar."
Bu kategorilendermenin
ardından ABD yönetiminin yapması gerekenler raporda şöyle sıralanıyor:
"Önce "Ilımlı İslamcılar" desteklenecek: Çalışmaları ve
görüşlerinin yayınlanması ve dağıtılmasına maddi katkı yapılacak, daha geniş
kitlelere ve özellikle gençlere ulaşmaları teşvik edilecek, sivil toplum
kuruluşları kurmalarına, eğitim için yer bulmalarına ve politik süreç içinde
gelişmelerine destek olunacak, görüşlerini yaymak için web sitesi, okul,
enstitüler kurmalarının önü açılacak ve Ilımlı İslam'ın kitlelerin alternatifi
olması sağlanacak.
Köktendincilere karşı
tutucular desteklenecek: Bu amaçla, her iki grubun ittifak kurmalarının önüne
geçilecek, tutucularla Ilımlı İslamcıların ittifak kurmaları sağlanacak ve
tutucu eğitim kurumlarında ılımlı İslamcıların görüşlerinin yayılmasına
çalışılacak, tutucu İslamcılar arasında özellikle Sufizm'in taban bulması için
uğraşılacak.
Laikler, duruma göre
desteklenecek: Laiklerin köktendinci tehlike karşısında ABD ile aynı görüşte
olmaları için uğraşılacak ve bu durum laiklerin milliyetçilik ve sol akımlara
yanaşması önlenerek gerçekleştirilecek. Köktendincilerle etkili mücadele
edilecek: bu konuda da köktendincilerin terör eylemleri sürekli gündemde
tutulacak, gazetecilerin köktendinci akımlar içindeki yolsuzlukları, baskıları,
moralsizliği sürekli gündemde tutmaları sağlanacak, aralarındaki bölünmeler
hızlandırılacak." Raporun daha sonraki bölümlerinde kategoriler daha
detaylı olarak anlatılıyor ve Türkiye'yi ilgilendiren bölümler başlıyor.
Örneğin Köktendinci
gruplar arasında El Kaide ile birlikte Kaplancılar da sayılıyor. Laik
kategoriye en iyi örnek olarak Türkiye'deki Kemalistler gösteriliyor ve aslında
milliyetçilik vb akımlar nedeniyle aslında laiklerin ABD'ye çok yakın
bakmadıkları da raporda yer alıyor. Peki, bu durumda en iyi ittifak olarak kim
kalıyor? Rapora göre bu durumda en iyi ittifak Ilımlı İslamcılarla
yapılabilir...
Ve sıkı durun raporun 38.
sayfasında Ilımlı İslamcı olarak Türkiye'den Fethullah Gülen'in adı örnek
olarak veriliyor. 39. sayfada da Ilımlı İslamcıların en büyük eksikliklerinden
birinin "ekonomik güç" olduğu vurgulanıyor ve maddi açıdan
desteklenmeleri isteniyor. Raporda Türkiye'nin Ilımlı İslam için iyi bir madel
oluşturduğu tespitinde bulunularak, bu konuda Türkiye'deki iktidarın
desteklenmesinin altı çiziliyor.
Raporun daha sonraki
bölümlerinde kategorilendirilen İslami grupların, kadın, evlilik, cihad,
demokrasi, eğitim vb. konulara nasıl baktıkları da ayrıntılarla inceleniyor.
Raporun son bölümünde
"Derin Strateji" başlığı altında da, ilk başta verilen
"Yapılacaklar" daha da detaylandırılıyor. Burada en ilgi çekici olanı
da, "Ilımlı İslami bir lider oluşturulması" başlığı altında ortaya
çıkıyor: "Ilımlı İslamcıların cesur sivil liderler olmasına çalışılmalı ve
demokrasi, insan hakları, kadın hakları konusunda etkili politikalar
geliştirmeleri sağlanmalı. İslam’ın bir üst kimlik olduğundan çok, insanlarının
kimliklerinin bir parçası olduğu işlenmeli, sivil toplum örgütleri oluşturarak
Ilımlı İslamcı liderlere yardım edilmesine çalışılmalı..." Tabii raporda
Türkiye'yi, Irak'ı ve tüm İslam dünyasını ilgilendiren bölümler ve hepimize
tanıdık gelecek "uygulama önerileri" bulunuyor... Biz burada sadece
raporu kısaca özetledik... Bilmek sabır ve araştırma istiyor. Bilen, bulmacayı
daha kolay çözüyor...
Kaynak: Rand.org
"Civil Democratic Islam: Partners, Resources and Strategies"
_________________________________________________________________________________________________________________
Son zamanlarda, çetelerle
ilgili düzmece belgeler, gazete-TV’lerde nasıl haber oluyor? Eğer bu sorunun
yanıtı merak ediyorsanız, aşağıda tarih sıralamasına göre verilen haberleri
dikkatlice okumanız yeterli olacaktır…
Sayın Okurlarımız
Dikkatimizi toparlamak için, ilk önce ZAMAN Gazetesinde çıkan bir haber ile
başlayalım... Haber Başlığı, Gülen’in Beraatına Öfkelenen Çete, Yargıyı
Etkilemeye Çalışıyor. Haberin devamı, “Gülen hakkındaki beraat kararının
bozulmasını sağlama amacı taşıyan bu tür yayınlar suç oluşturuyor. Başta
Anayasa olmak üzere Türk Ceza Kanunu ve Basın Kanunu’nda, sürmekte olan
davalara ilişkin olarak yargıyı etkileyecek nitelikte açıklama yapılmasını
yasaklayan açık hükümler var. Anayasa’nın yargı bölümünün ilk maddesinde
yargıyı etkileme yasağı vurgulanıyor. ‘Mahkemelerin bağımsızlığı’ başlığını
taşıyan 138. maddesinde ‘Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin
kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez;
tavsiye ve telkinde bulunamaz’, denilerek yargıyı etkileyecek nitelikteki
açıklamalar Anayasa’yla yasaklanıyor. Ayrıca yeni TCK’nın ‘Adil yargılamayı
teşebbüs’ başlıklı 288. maddesiyle yargıyı etkileyici açıklama yapanlara 6
aydan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.” Ankara, Zaman 11 Mayıs 2006 (!)
- Emniyet’ten Gülen’e
dönüş yolu raporu Hürriyet 6 Nisan 2006
- Fethullah Gülen
Hocaefendi beraat etti Aksiyon Sayı: 596 - 08.05.2006
- Fethullah Gülen’e
oybirliğiyle beraat dönüş yolunu açtı, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı
Harun Tokak, “Karar Hocaefendi Hazretleri’nin dönüşünü hızlandıracak” dedi.
Hürriyet – USA 14 Mayıs 2006
Tarih : 15 Mayıs 2006
Konu : F. GÜLEN YARGITAY’da
Konu : F. GÜLEN YARGITAY’da
F. GÜLEN YARGITAY’DA
Ankara’da kapatılan eski
DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel döneminde açılan F. GÜLEN davasına ilişkin, Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunan F. GÜLEN avukatlarının, mahkemenin
verdiği berat kararına, yapılan itiraz ile Yargıtay yolu gözüktü!
F. GÜLEN davasında
tanıklık yapan, Milli Güç Platformu yazarlarından Ergün POYRAZ’ın F. Gülen’in
yargılandığı davada aynı zamanda müdahil olma talebi ret edilmesi üzerine,
temyiz hakkı doğdu. Bu nedenle, F. GÜLEN davasında tek tanık kalan Ergün
POYRAZ’da 10 Mayıs 2006 günü mahkemeye temyiz başvurusunda bulundu… Bundan
sonraki hukuki sürece ilişkin Ergün POYRAZ, “ temyiz isteği en kötü ihtimalle
ret edilecek olursa, bizde bu sefer, reddin reddi için tekrar itirazda bulunacağız ve dosya Yargıtay’a
gidecek…” dedi.
Anlaşılacağı üzere, F.
GÜLEN davasının seyrini, bundan sonra Yargıtay belirleyecektir!...
Aradan 25 gün geçti ve
T.C. Devleti’nin bir kurum olan Anadolu Ajansı (Ankara) 09 Haziran 2006
tarihinde , “Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Fethullah Gülen'in "laik
devlet yapısını değiştirerek yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak
amacıyla yasadışı örgüt kurup, bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde
bulunduğu" gerekçesiyle yapılan yeniden yargılamada verdiği beraat
kararının gerekçesini açıkladı. Gerekçeli kararda, Gülen ve ilişkilendirildiği kuruluşların
anayasal düzeni değiştirme amacının sabit olmadığı, Gülen’in bu hususa yönelik
açık bir beyan ve ikrarının bulunmadığı ve böyle bir amacının olduğu kanısının
yorum ve çıkarsamalara dayandığı ifade edildi. Kararda, şöyle denildi: "Bu
hususta delil bulunmamış, aksine devlet yanlısı tutumu nedeniyle dini motifli
radikal terör örgütleri tarafından tehdit edilmiştir. Örgüt yapılanması için en
az iki kişi olma koşulu aranırken, dosyada başka bir sanığın bulunmadığı, örgüt
ve yapılanması ile ilgili olarak takipsizlik kararı verildiği, emniyet
raporlarında da Fethullah Gülen ve ilişkilerinin 3713 sayılı yasa kapsamında
değerlendirilmediği, bu haliyle 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasının 1.
maddesinde tarif edilen suçun ve üzerine atılı suçun unsurlarının da oluşmadığı
sonucuna varılmıştır." Gerekçeli kararda, Gülen hakkında, yasal mevzuat
ile dosya kapsamı karşılaştırıldığında ve delillere göre hareket edildiğinde
hukuki ve vicdani olarak beraat kararı vermek gerektiği belirtildi.
Anadolu Ajansı’nın yapmış
olduğu bu haber üzerine, 11 haziran 2006, www.tr.fgulen.com sitesinde yer alan bazı gazetelerin haber
başlıkları…
- Mahkeme Beraat
Kararının Gerekçesini Açıkladı 09 Haziran 2006, 10:04
- Gülen, Radikal Terör
Örgütlerince Tehdit Edildi 10 Haziran 2006, 03:35
- Mahkeme: Suç Unsurları
Oluşmadı 10 Haziran 2006, 03:28
- Gülen 'in Tutumu Devlet
Yanlısı 10 Haziran 2006, 01:58
- Fethullah Gülen Rejim
Karşıtı Değil 10 Haziran 2006, 01:13
- Gülen Tehdit Etmiyor
Tehdit Ediliyor 10 Haziran 2006, 01:10
- Gerekçeli Karar
Açıklandı: Gülen 'in Anayasal Düzeni Değiştirme Amacı Yok 10 Haziran 2006,
00:05
Anadolu Ajansından haber alan diğer
basın-yayın kuruluşları;
- Fethullah Gülen'in beraat kararının gerekçesi
açıklandı - Zaman 09 Haziran 2006, 14:53:00
- Delil Bulunamamış -
Show TV 09 Haziran 2006, 15:47:48
- Gülen’in beraat
gerekçesi açıklandı - CNN TÜRK 9 Haziran, 2006, 16:05:00
- Gülen davasında
gerekçeli karar açıklandı NTV 16:54 TSI 10 Haziran 2006
- Gülen, devlet
yandaşıymış - Radikal 10 Haziran 2006
- Fethullah Gülen için
ilginç karar - Milliyet 10 Haziran 2006
- Devlet Yanlısı - Vatan
10 Haziran 2006
- Mahkeme: Fethullah
Gülen devlet yanlısı - Sabah 10 Haziran 2006
- Beraatin gerekçesi:
Devlet Yanlısı Olmak – Hürriyet 10 Haziran 2006
Şuana kadar okuduğunuz
haber başlıkları basın yayın organlarından, haberin içeriği ise Anadolu
Ajansına aittir… Fakat aradan yalnızca 1 gün geçti ve Cumhuriyet Gazetesi’nin
11 Haziran 2006 günlü haberinde, “AJANSIN GÜLEN ACELECİLİĞİ, Henüz son şekli
verilmeyen kararı, ‘gerekçeli karar açıklandı’ olarak duyurdu.” Cumhuriyet
Gazetesi haberinde, “…Önceki gün devletin Anadolu Ajansı, ‘Fethullah Gülen
hakkındaki berat kararının gerekçesi’ başlığıyla abonelerine gerekçeli kararın
‘açıklandığı’ haberini servis yaptı. Ancak mahkeme kaynakları, Gülen hakkındaki
beraat kararının gerekçesinin henüz tamamlanmadığını bildirdiler. Kaynaklar,
“uzun bir karar” olarak nitelendirdikleri gerekçeli kararın yalnızca taslağının
oluşturulduğunu, üzerindeki değişiklik çalışmalarının sürdüğünü işaret ettiler.
Mahkemeler gerekçeli karar yazımlarında öncelikle taslak karar oluşturuyorlar.
Ardından karara kimi zaman bazı ekleme/çıkarma değerlendirmeleriyle son şeklini
veriyorlar. Mahkeme kaynakları henüz son şeklini vermediklerini bildirmelerine karşın
AA’nın taslağı abonelerine kesin kararmış gibi duyurması dikkat çekti…”
Diğer taraftan savcı,
“Salim Demirci’nin itirazıyla F. GÜLEN’in berat kararı Yargıtay’a taşınacak.
Yargıtay’ın vereceği karar kesin ve bağlayıcı nitelikte olacak.” Ankara – Cumhuriyet,
11 Haziran 2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder