2 Ağustos 2012 Perşembe

Dünyanın Kör Gözü

Dünya üzerinde nerede yaşanılıyor ise orada dini gereksinim olmaktadır. İnsan yaradılış gereği bir yaratıcının var olduğunu bilir ve ona tapınmanın yollarını arar.

Bu arayış sonucunda kimi zaman Budizm gibi sapkınlıklara sebebiyet veren inanışlar da ortaya çıkmıştır. Dinler tarihini incelediğimizde birçok inanış biçimi, tanrılaştırılmış putlar, insanlar, hayvanlar, bitkiler ve gök cisimlerine rastlamaktayız. Türklerde Gök Tanrı, Mısır’da Firavun, Araplarda puta ve ateşe tapınma, Uzakdoğu da ise insana ve hayvana tapınmak gibi şekiller almıştır.

Yaratıcı olan Allah, kendisinden tamamen yüz çevirmiş, azmış, sapkınlığa yönelmiş kavimlere peygamberler gönderip onları doğru yola davet etmiştir. Bu peygamberlerin hemen hemen tamamı kendilerine Hak Din İslam'ı yayma görevinde başarısız olmuş olsa da belki de kendilerine Allah tarafından verilen görevi yerine getirmişlerdir. Nuh’un gemisiyle hayvan neslini kurtarması, İbrahim’in insan kurban etmenin önüne geçmesi, Musa’nın Mısır Firavunu’nun elinden İsrailoğullarını kurtarması gibi daha birçok hikâyeyi anlatabiliriz. Farklı zamanlarda farklı kavimlere gelmiş birçok peygamberin yanında aynı anda ve hatta aynı kavime gelmiş peygamberlerin olduğu da bir gerçektir. En fazla Arap ve İsrailoğulları’na gelen peygamberlerin çokluğu bize onların daha fazla yoldan çıkma, dinden dönme, sapkınlığa sapma gibi davranışlar gösterecek kavimler olduğunun kanıtı olabilir mi?

Tarih ve menkıbe kitaplarından okuduğumuz kadarıyla Hazreti Muhammet öncesinde gelen peygamberlere ithaf edilen bir din görülmemektedir. Musevilik, İbranilik, Hıristiyanlık gibi kavramlar olsa da tarihte bunların kendilerince bildirilmediğini onların ölümlerinden sonra başkaları tarafından şekillendirildiğini bilmekteyiz. Daha çok Musa’nın tanrısı, İsa’nın tanrısı, İbrahim’in tanrısı gibi tabirler karşımıza çıkmaktadır.

Ekseriyetle batı dini olarak bilinen Hristiyanlığın peygamberi olduğu söylenen İsa Peygamber’in de bir din getirmediği, onun müjdeci olduğu ancak her zamanki gibi batı tarafından çarpıtılarak bu müjdenin Hristiyanların cennete gireceği yalanı söylenmektedir. Halbuki Hz. İsa, Peygamber olarak Son peygamber Muhammet’in geleceğini müjdelemekle görevlidir. Üzerine anlatılan konuların ise tarihi gerçekler gün yüzüne çıktıkça, Pagan inanışı olan Yunan ve Roma’dan geldiğini ortaya konmaktadır. Dolayısı ile günümüzde ortaya çıkan kanıtlar Hristiyanlığın İsa’nın öğretilerinden çok faklı olarak değiştirildiğini gün yüzüne çıkarmaktadır.

İsrailoğulları ve Hristiyanların liderleri bu gerçeği gizlemek ve elde ettikleri gücün ellerinden kayıp gitmemesi için bir takım engellemeler yapmaktadır.

Bu engellemeler geçmişte kendi ellerini kana bulamakla gerçekleşmekteydi. İslamiyet batıya doğru uzanmaya, Osmanlı sayesinde Avrupa’da yaşanılmaya başlamıştı. Bunun önüne geçmek için tek seçenek Osmanlıyı yok etmek ve Müslümanları katletmekti. Öyle de yaptılar. Müslümanlara ve Türklere karşı katliamlar gerçekleştirmişlerdi. Haçlı Seferleri, Doğu Seferleri vs. gibi isimler altında bir araya gelerek Müslümanlara karşı savaş ve hatta katliama varan hareketlenmeler içindeydiler. Bunun yanında yollarına çıkan köylerde yaşayan Müslüman halkında canlarına ve namuslarına musallat oluyorlardı.

Şimdi ise bu katliamları kendi elleriyle değil maşa tuttukları topluluklar eliyle gerçekleştiriyorlar. İsrail, Rusya, Sırplar, Çinliler, Budistler, Araplar, Afrikalılar, Siyahiler, Ermeniler, Kürtler ve pkklılar eliyle Müslümanlara karşı katliamlar yapıyorlar.

Bunun yanında batıda sıfır terör sorunu yaşanırken binlerce kilometre öteye terörist faaliyetler için gelebiliyor. Özellikle Amerika toprakları üzerinde hiçbir sorun yaşamazken binlerce kilometre öteden Irak, Afganistan ve Suriye’de terörist var diye asker, sivil, siyasetçi demeden katledebiliyor. Elbette bunu din adına yapmıyor ama dini kullanarak yapılmasına da kimse ses çıkartmıyor/ çıkartamıyor.

Burada amaç Müslümanlığı ve Türkleri yok etme ülküsünün yanında istila edilen ülke topraklarındaki; altın, elmas, petrol, doğalgaz, bor, uranyum gibi değerli madenlerin yönetimini ele geçirmek.

Dünya haritasına bir bakalım Hristiyan milletlerin yaşadığı coğrafyada terör, katliam, soykırım var mı? YOK

Peki, terör, katliam ve soykırım hangi ülkelerde var? Müslüman ülkelerde…

Çin: Müslüman Uygur Türkleri,
Amerika: Müslüman Araplar,
Amerika: Müslüman Afgan Türkleri,
Rusya: Müslüman Çeçen Türkleri,
Myanmar:  Müslüman Arakanlılar

NEDEN?

Batı ve sözde insani vakıflar bu yapılan zulme ve insan soykırımına gözlerini kapamaktadır. Dünyanın kör gözü ile baktığı Türk ve Müslüman Alemi kendi gözleriyle bakmadıkça gerçekleri göremeyecektir…

Birileri de çıkıp bu eli kanlı katiller ve fesatlarla diyalog kurmaktan bahsediyor ya Allah’ın ve Müslümanların asıl düşman onlardır…

Hiç yorum yok: