4 Ocak 2012 Çarşamba

Hoş Kalın

Etraf kalabalık ben yalnızım
Türk ne demek? Türklük ne demek?
Düşünüyorum.

Sevdiğimi itecek kadar mı sevdim?
Yoksa sözde miydi benim sevgim?
Sobanın başında üşüyorum.

Güneşin altındayım karanlıkta.
Kalbim seninle dolu.
Gözlerim varlığını aramakta.

İki kalp tuttum elinde.
Biri aslı diğeri benden öte.
Ağırdır tutamadım kaydı elimden.
Agır sözler düştü dilimden.

Ankara da ayaz yanıyorum.
Kalemimden hep kan damlardı.
Seni yazsam mı diyorum.
Düşündükçe, sarhoş oluyorum.

Üstündeki her adımda,
Bakar gözlerim aslına

Gönlümde 3 sevda var.
Gözleri renkli renkli,
Biri yeşil, biri mavi,
Biri ötelerin ötesi.
Biri asıl, biri vatan, biri benden ileri...

* * *

Tarih okuduğun gündür. Yazıldığı gün kadar okunduğu gün de değerlidir. Tekerrüre mahal vermeden ders almak tarihi öğrenmenin gereğidir. Ceddime bakarım da bazen ne etmişler diye; Gaflete düştüğü zaman bile tefekküre dalmış teşekkür etmişler halleri için Rablerine...
7 cihana nam salmışlar lafını etmeyecek, işin gamına geleceğim. Gamımız, gasavetimiz ne olursa olsun bu aciz kul Allah rızası için vatanı uğruna yoruldu... Aslının suretine düştü, kurban olduğu vatanına yüz döndü...
Yoldaşlar; artık vakit Sala vakti bu yolda bize. Aşıklar mahallesine düşerse yolunuz Vatan Caddesine uğramayı unutmayınız. Baş köşede ceddimle Hak kelamından sohbet ederken bulacaksınız beni... Bir selamı eksik etmeyiniz. Unutmayın bu sokaktan biri geçti. Kıymetini bilene ihsandı, bilmeyene herhangi biri...

Vatana daş oldum
Bilene kardaş.
Bu yolda yoldaş oldum,
Ülküme soydaş.

* * *

Atam Ramazan Serin bir yerde hata etmiş! Düşmana merhamet etmek bu devirde iyi değildir. Bir elimiz zayıfladıkça zayıfladı. Diğerinde zaten takat kalmamıştı.
İslam deyince, Türklük deyince en önde koştuk. Elimizde bir taş bile yoktu. Yalın ayak, baldırı çıplak.
Yan yana yoldaş bilip yürüdüğümüzün bir çoğu da sırtlan çıktı. Hırsız, uğursuz, alçak, tokatlı tokatçı.
Biz yine de yürüdük kalan üç beş kişi ile ülkümüze. Umut ettik katılırlar mı bize diye; nafile.
Yine üç kişiydik. Cebimizdeki paramızı da yitirmiştik.
Bilmez miydik sevdiğimize kırmızı bir gül alalım -fakirin ekmeği umuttur, cehalet işte-  belki bir buse kondurur yanağına.
Şunu iyi bilin ki ben sizin tanıdığınız en iyi Türküyü okur en iyi Türkü bilirim. Ben ihsanın ne olduğunu bilirim.
Anlayana ihsan anlamayana herhangi biridir...

Hiç yorum yok: